İçişleri Bakanı Soylu: FETÖ temizliğinin daha yüzeyindeyiz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “FETÖ’nün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, neredeyse 24 saatimizin önemli bölümünde uğraştığımız bir terör örgütünün yüzde yüz temizlendiğini söylemek elbetteki isterim ama bunun mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. İddialı bir söz daha söylüyorum, henüz daha yüzeyindeyiz.” dedi.

Soylu, 9. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, 21. yüzyıla ciddi sınavlarla girildiğini belirtti.

Yeni dünya düzeninin terör aracılığıyla kurgulanmak istendiğini ancak hesapların tutmadığını ifade eden Soylu, terörün yönetilebilir olmaktan çıktığını ve bağımsızlaştığını söyledi.

Çatışmanın Orta Doğu ile sınırlı kalmadığına işaret eden Soylu, Türkiye’nin böyle bir resmin tam ortasında yer aldığını vurguladı.

Soylu, Türkiye’nin terörden ve göçten, hem insani hem ekonomik anlamda etkilenen bir ülke olduğunu, PKK ve DEAŞ terörü ile FETÖ’nün yarattığı tahribatın, Suriye’deki iç savaşın yarattığı göç dalgasının doğrudan muhatabı olunduğunu anlattı.

Türkiye’nin bir yüzü Doğu’ya, bir yüzü Batı’ya dönük, köklü kültürel bağları olan bir ülke olduğunu dile getiren Soylu, “Dolayısıyla bu coğrafyada bir oyun kurucu olamayız belki bu ölçeğimizle. Ama bizim dışımızda da bu coğrafyada başka bir senaryonun kurulmasına müsaade etmeyeceğimizi, bugün etmediğimizi tüm anlayışımızla beraber bu konuda yürüdüğümüzü de herkesin bilmesini isteriz. Ne Doğu’ya ne de Batı’ya sırtımızı dönme lüksümüz elbetteki yoktur. İttifaklarımızı bozmak değil, ittifaklarımızın sayısını arttırmak, ancak geçmişten gelen ilişkilerimizi de her zaman samimiyet testine tabi tutmak zorunda olan bir ülkeyiz.” diye konuştu.
Soylu, yaklaşık 300-350 yıldır dünyanın merkezi olarak Avrupa’nın görüldüğünü ama şimdi merkez olma vasfını biraz daha başka bölgelere kaydırma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
21. yüzyılın başından itibaren karşı karşıya kalınan en önemli çatışmanın bundan kaynaklandığını değerlendiren Soylu, Türkiye’nin burada avantaj ve dezavantajlarının olduğunu söyledi. Soylu, İpek Yolu coğrafyası içinde bulunmasının, insan kaynağının ve en güvenilir enerji geçiş güzergahında olmasının Türkiye’nin avantajları olduğunu dile getirdi.
Bakan Soylu, Türkiye’nin güneyindeki Şii ve Sünni meselesi ile İslamofobya veya Türkofobyanın ise dezavantajları olduğunu belirtti.

Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne karşı Cumhuriyet kurulduktan sonra çeşitli saldırılar yapıldığını anlatan Soylu, şöyle konuştu:
“1950-1960 arasında Türkiye’nin yeniden bütünleşmesi için bir fırsat ortaya çıktı. Bu tarihler arasında bir tek Kürt isyanı olmadı. 1960 darbesi Adnan Menderes ve Demokrat Parti’ye karşı yapıldı ancak esas itibariyle Cumhuriyet’in kurduğu birlikteliğe karşı gerçekleştirildi.
Kahramanmaraş ve Çorum olayları, 28 Şubat, 6-7 Ekim olaylarını bu travmanın devamını sağlamak için gerçekleştirildi. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra milletin birliğine kasteden anlayışların tamamı yıllar geçse de devam etti.

Türkiye’nin 200-300 yıl önce Don ve Volga üzerinde, Süveyş Kanalı’nda yapmak istediklerine müsaade edilmedi ancak bugün Marmaray, Avrasya Tüneli yapıldı. Ayyıldızlı bayrağın dünyanın her tarafında sallandığı bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyoruz.”

“Dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz”

Süleyman Soylu, kuruluşundan itibaren Türkiye’nin kuvvetsiz bırakılabilmesi amacıyla gelişmesinin akamete uğratılmak istendiğini dile getirerek, “Bunun da sebebi açık ve nettir. Biz dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Bunun başka hiçbir tanımı, hiçbir tasavvuru söz konusu değildir. Bizim arazimiz dünyanın en pahalı arazisi. Bu araziyi kıymetsizleştirmeye çalışıyorlar. Bu büyük millet de direniyor. Siyasetiyle, devletiyle, sizin gibi insanlarıyla hep beraber direniyor ve bu araziyi daha kıymetli hale getirebilmek için gayretlerini ortaya koyuyor.” şeklinde konuştu.

“Biz ne yaptığımızı biliyoruz ama takdir edersiniz ki bizim ne yaptığımızı bildiğimiz kadar bizi takip edenler de bizim ne yaptığımızı anlıyor ve öğreniyor.” diyen Soylu, çok zorlu bir dönemden geçen Türkiye’nin önemli adımlar attığını anlattı.

“FETÖ ile amansız bir mücadeleye girdik”

Bakan Soylu, Türkiye’nin uzun yıllardan beri devletin içine sızmış FETÖ terör örgütüyle amansız bir mücadeleye girdiğini söyledi.

Soylu, FETÖ’nün Avrupa’nın alışık olduğu türden bir terör örgütü olmadığını ve bunun dışarıya doğru ve ikna edici şekilde anlatılması gerektiğini belirterek, birçok Avrupa ülkesinin hala FETÖ’yü okullar açan bir yardım kuruluşu gibi gördüğünü belirtti.

ABD Güvenlik Bakanı ile yaklaşık bir ay önce çok diplomatik olmayan bir konuşma yaptıklarını anlatan Soylu, “İsterseniz yer değiştirelim. Siz Türkiye İçişleri Bakanı olun, ben Amerika’nın Güvenlik Bakanı olayım ve bir terör örgütü mensubu benim ülkemde dursun, siz hangi cevabı verecekseniz ben ona razıyım.” dediğini aktardı.

Ortaya koyulan nezaketin muhatapları tarafından yanlış ya da eksik anlaşılabildiğine işaret eden Soylu, şunları kaydetti:

“Oysa Türkiye kaybedilecek bir ülke değildir ve Türkiye, dostluğundan imtina edilecek bir ülke de değildir. Bizim hiç kimseye bugüne kadar yanlışımız olmadı. Bu coğrafyada bize itibar eden, itimat eden hiçbir ülkeye de eksik bir davranışımız söz konusu olmuş değildir. FETÖ’nün yüzde yüz temizlendiğini söylemek, neredeyse 24 saatimizin önemli bölümünde uğraştığımız bir terör örgütünün yüzde yüz temizlendiğini söylemek elbetteki isterim ama bunun mümkün olmadığını ifade etmek istiyorum. İddialı bir söz daha söylüyorum, henüz daha yüzeyindeyiz. İnanın bizim bildiklerimizi, FETÖ konusunda bilmiş olsanız 2-3 saat uykunun bile bize fazla olduğunu hep beraber görmüş olurdunuz.”

Soylu, FETÖ’nün PKK ve DEAŞ gibi diğer terör örgütlerine istihbarat ve eylem desteği verdiğini, FETÖ’nün sızdırmak istediği paylaşımları, PKK ve DEAŞ üzerinden sızdırdığını ve bunları takip ettiklerini aktardı.