“TÜRKİYE’Yİ KAFASI KARIŞIKLARA TESLİM ETMEYELİM”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Tayyip Erdoğan, yüzde 34’le iktidara geldi, bugün kendisini yüzde 50 artı bire mecbur etti. Derdi neydi? Derdi istikrar, derdi güven. Biz gittikten sonra da bu ülkede artık bu ülkeye geçmişi hatırlatan uygulamaları yapmaya kimsenin gücü yetmesin, imkanı olmasın benim ülkem büyüsün, benim ülkem zenginleşsin, kimseye el açan değil bugünkü gibi dünyaya sözünü hüküm olarak geçirmeye çalışan bir Türkiye olsun istedi.” diye konuştu.

Soylu, milletvekili adayı olduğu İstanbul 2. Bölgede yer alan Sultangazi’de seçmenle buluştu. Seçim otobüsüyle gezi yapan Soylu, Habipler Merkez Camisi’nde öğlen namazını kıldı.

Daha sonra halka hitap eden Soylu, yalnız olmadıklarını, milyonlarca insanla bayram yaşadıklarını ve kendilerini milyonlarca Müslüman’a karşı sorumlu hissettiklerini belirterek, “Biz ülkemize neler yaşatılmak istendiğini görüyor ve biliyoruz. Ezani Muhammedi bundan tam 68 yıl önce yasaktı, Allah-u ekber denmiyordu. 50 gramlık bir oy pusulasıyla beraber 16 Haziran 1950’de yani, 14 Mayıs seçiminden bir ay sonra, Allah’ımıza şükürler olsun, bu millet kendi iradesiyle birlikte, 50 gramlık oy pusulasıyla bu ülkede bir zilleti daha kaldırdı.” dedi.

“Doktoru görmek için 9 saat beklenirdi”

Bu milletin asil bir millet olduğunu ve çok zorluklar çektiğini anlatan Soylu, “Hepimiz çektik. Kimisinin dini inancıyla, kimisinin etnik kökeniyle, kiminin mezhebi, siyasal düşüncesiyle, hayat standardıyla karşı karşıya kaldığı zorluklar oldu. Kiminin kıyafetiyle zorluklar yaşadılar. Bunu hep beraber yaşadık. Gecenin 12’sinde oraya gitmeden, sabahleyin doktoru görmek mümkün değildi. 9 saat beklenirdi doktoru 5 dakika görmek için. Ben de bu hayatın içindeyim. İlçe başkanlığı, İstanbul İl Başkanlığı yaptım, bu dönemleri hepsini hep birlikte yaşadık.” diye konuştu.

Türkiye’de bugünse hastanın ayağına ilacı, doktoru, hemşireyi getiren yepyeni bir sistemle karşı karşıya olduklarını aktaran Soylu, şunları söyledi:

“Hepimiz memleketimize gidebilmek için bir cenaze vesilesiyle THY’den torpille bilet bulmaya çalışırdık. Şimdi inşallah üçüncü havalimanı yapılacak, yılda 150 milyon yolcu sadece buraya gelecek. Allah’ımıza şükürler olsun, eski Türkiye’de değiliz. 1999’da deprem oldu. Bu millet deprem bölgelerinde torpille çadır bulabilmek için birbiriyle kıyasıya mücadele etti. Ölülerimize ceset torbası bulamadık. Şimdi eski günlerde değiliz. Her 100 liranın 86 lirasını vergi gelirlerinden faizle ayıran bir Türkiye vardı. 14 lirayla ne yapacaksınız? Öğretmen, doktor mu alacaksınız? Yeni hastane açıp yeni hastane cihazları mı alacaksınız? Yeni okul, köprüler, barajlar mı yapacaksınız? İnsansız hava aracı mı yapacaksınız terörle mücadele için? Hiçbir şey yapamazsınız. 86 liramızı uluslararası faiz çetelerine gönderen bir faiz çetesi ortaya çıktı. Bu ülkede darbeler yapıldı, her on yılda bir başbakanlar asıldı, hepimizi ürkütmeye ve korkutmaya çalıştılar ama şükür buradayız, hep birlikteyiz. Oyumuzun, sandığımızın gücüyle, kendi irademizle buradayız. Camilerde ezanlarımız okunuyor, göklerde ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor. Dün IMF’ye 500 milyon dolar emekli maaşı için giden Türkiye bugün IMF’ye borç veren konuma geliyor Allah’a hamdolsun.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hizmetlerini anlatan Soylu, “Tayyip Erdoğan’ı beğenmezler tabii. Beğenmemekte de haklılar. Her yüz liranın 86 lirası kendi ceplerinden, insanlarımızın kazancından gidiyordu. Şimdi 75 lirası bu ülkeye yatırım, insanlarımızı zenginleştirmek için gidiyor.” ifadesini kullandı.

“Tayyip Erdoğan büyük bir devrimcidir”

Ülkede insanların birbirine düşürüldüğünü ve ayırım yapıldığına da işaret eden Soylu, şöyle devam etti:

“Ben her yerde söylüyorum. Tayyip Erdoğan büyük bir devrimcidir. Öyle sol elini kaldırarak, üç tane slogan atarak, molotof kokteyli hazırlayarak bu milletin birliğine, beraberliğine kasteden, o hiçbir işe yaramaz, sadece ve sadece sözü ortaya koyan o devrimcilerden değil, bu milletin hakiki devrimcisidir Tayyip Erdoğan. 2002 yılında, bu ülkede dindar, ‘ben dindarım’ diyemiyordu. Biri aksini söylesin bana, ürküyor ve korkuyordu. Alevi, ‘ben Aleviyim’, Kürt, ‘ben Kürdüm’ diyemiyordu. Tayyip Erdoğan öyle bir kardeşlik iklimi oluşturdu ki, bugün herkes kendisini ifade ediyor. Türkiye’nin demokrasisinden bahsediyorlar. Hangi demokrasiden bahsediyorsunuz? Demokrasi teröre oy atmak, teröre kol kanat germek değil, milletimizin hukuk, demokrasi ve özgürlükler içerisinde yaşaması demektir. Bize demokrasi dersi vermeye kalkanlar, Tayyip Erdoğan’a demokrasi dersi vermeye kalkanlar, Avrupa’nın göbeğinde, İspanya’daki Batasuna’nın kendi milletvekillerini kelepçeleriyle beraber kendi ülkelerinde değil başka ülkelerde tutukladılar, Türkiye’deki bazı entellerin, dantellerin sesi çıkmadı.

Tayyip Erdoğan büyük bir devrimcidir. İnsansız hava aracını biz İsrail’den alıyorduk. Bizi öyle zorluyorlardı ki, bozulduğu zaman tamir bile etmiyorlardı. Şimdi kızarlar tabii Tayyip Erdoğan’a, niye kızmasınlar. Çünkü kendi insansız hava aracımızı ürettik, kimseye el açmıyoruz artık Allah’a şükürler olsun. Dün helikopter almak için el açıyorduk. Bugün bütün dünyanın imrendiği Atak helikopterlerini biz yapıyoruz. Biz terörle mücadele işini nasıl yapıyoruz zannediyorsunuz? Elbetteki evlatlarımız, Hakkari, Yüksekova’nın en tepelerinde, bayramda ziyaret ettiğimiz o kahramanlarımız büyük mücadele ortaya koyuyorlar. Ama yaptığımız insansız hava araçlarıyla beraber de ne Cudi, ne Gabar, ne Pülümür ne Tunceli Kutul deresinde, ne Ağrı Dağı’nda ne Tendürek’te ne Bingöl Şenyayla’da hiçbir yerde teröristlere bir adım dahi attırmıyoruz Allah’a hamdolsun.”

“Sistem tamamen değişiyor”

Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’a üçüncü havalimanını getirerek önemli bir adım attığını ve havalimanında sadece yıllık 150 milyon yolcu taşınacağını da anlatarak, “Tayyip Erdoğan, İstanbul’u dünyanın merkezi haline getiren, herkesin İstanbul’dan inip İstanbul’dan kalkmak zorunda olduğu, İstanbul’u dünyanın en önemli istasyonlarından birisi haline getiren Orta Doğu’dan Çin’e kadar, Balkanlar’dan Kafkasya, Avrupa’ya kadar çok önemli bir hali ortaya koydu.” diye konuştu.

100 çocuktan 70’inin anaokuluna gittiği bir Türkiye tablosu oluştuğunu da kaydeden Soylu, şunları söyledi:

“Üzerimize bir vesayet sistemi yaptılar. Bir gün hükümet düştü, bir gün Meclis düştü. Sürekli birbirleriyle çatışıyorlar, aradan darbeciler, terör örgütleri, faiz lobileri, Türkiye’ye çelme takmaya çalışanlar istifade ediyor. Şimdi o sistem tamamen değişiyor. O sistem artık çatışmanın olacağı değil, herkesin kendi işini yapacağı, güçlü bir hükümet, güçlü bir meclis ve güçlü bir Türkiye oluşturacak. Tayyip Erdoğan, yüzde 34’le iktidara geldi, bugün kendisini yüzde 50 artı bire mecbur etti. Derdi neydi? Derdi istikrar, derdi güven. Biz gittikten sonra da bu ülkede artık bu ülkeye geçmişi hatırlatan uygulamaları yapmaya kimsenin gücü yetmesin, imkanı olmasın benim ülkem büyüsün, benim ülkem zenginleşsin, kimseye el açan değil bugünkü gibi dünyaya sözünü hüküm olarak geçirmeye çalışan bir Türkiye olsun istedi.

İşlerimizi yarım bırakmayacağız değil mi? Terörle mücadeleyi, PKK ile mücadeleyi, şu DHKP/C denilen ilet örgütle mücadeleyi, okyanus ötesinden, Amerika’dan, onların da desteğiyle Türkiye’ye irin akıtan FETÖ ile mücadeleyi yarım bırakalım mı? Dinimizi istismar eden DAEŞ ile mücadeleyi yarım bırakalım mı? Türkiye’nin büyümesini yarım bırakalım mı? Geçen yıl yüzde 7,4 büyüdü, 15 Temmuz darbesinden sonra. Şimdi ilk çeyrek değil üç ayda yüzde 7,4 daha büyüdü. Geçen yıl sanayi üretimi yüzde 9,2. Bilmenizi istiyorum ki, bu yeni sistemde Türkiye yatırım cenneti olacak. Gençlerimiz rahat iş bulacak. AK Parti iktidara geldiği günden bugüne kadar 10 milyon kişiye iş buldu. Önümüzdeki 5 yıl, Türkiye’nin büyümesi, zenginleşmesi devam edecek, 10 yılda yapılan iş 3 yılda yapılacak ve bütün dünya Türkiye’yi hayranlıkla takip edecek. Bu da oyla, sandıkla olacak.”

“Gezicilere kapak olsun, iki ağaç için kıyameti koparmışlardı”

Bakan Soylu, “Şu Tayyip Erdoğan da çok oluyor ya. Sen Marmara’yı yap, Avrasya’yı yap, nasıl olsa denizin altında kimse görmüyor, sonradan piyasaya çıkınca şaşırıyorlar diye, bir de üç gidiş gelişli 3 katlı bir tüplü tünel daha yapıyor denizin altına. Yarım bırakalım mı bunu?” diye sorduğu kalabalığın, “hayır” diye bağırması üzerine de, 18 Mart Çanakkale Köprüsü ve Kanal İstanbul projelerini de yarım bırakmayacaklarını ifade etti.

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili de konuşan Soylu, “Şu Geziciler iki ağaç için kıyameti kopardılar ya, şimdi Cumhurbaşkanımız Atatürk Havalimanı’nı Türkiye ve dünyanın en büyük millet bahçesi, yeşil alanı haline getiriyor, onu yarım bırakalım mı? Gezicilere kapak olsun. Olsun mu? İki ağaç için kıyameti koparmışlardı. Hükümet gidecek de Cumhurbaşkanımız Türkiye’ye gelmeyecekti. 3. Havalimanı, Yavuz Selim Köprüsü yapılmayacaktı. Hiçbir şey yapmayacaktık. Hepsini de yaptık anasını satayım.” dedi.

Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde huzur ortamı oluştuğunu, huzurun yarım bırakılmaması gerektiğini de vurgulayan Soylu, “Belediyeleri PKK’nın şubesi haline gelmişti, hepsi gitti, şimdi hizmet geldi. Paralar dağa gitmiyor. Oralar PKK dağa alma şubesi olarak çalışmıyor. Araç, kepçe, kamyon, insan hepsini devlete karşı kullanmışlardı. Evlatlarımızı şehit etmişlerdi. Şimdi bambaşka bir şey var. Bu huzuru yarım bırakmayalım.” ifadesini kullandı.

“Vesayet sistemini yeni sistemle tarumar ediyoruz”

Süleyman Soylu, 24 Haziran seçimlerinin sadece yönetimi belirleyecek seçim değil aynı zamanda geçmiş neslin çektiği zorlukları yeni neslin çekmemesini sağlayacak bir seçim olduğuna da işaret ederek, şunları kaydetti:

“Biz Türkiye’yi 3 bin dolardan 10 bin dolara getirdik. Türkiye üzerindeki vesayet sistemini, şimdi oluşturduğumuz bu yeni sistemle artık tarumar ediyoruz. Oligarşik bürokrasi gidiyor. Faiz çeteleri gidiyor ve Türkiye özgürlüğüne, bağımsızlığına daha çok kavuşuyor. Gençler, anneler, bu mücadele sizin içindir. Artık Türkiye kara günleri, evet Türkiye’ye vesayet yaşatmak istedikleri, F16’ların Türkiye’yi bombaladığı ve milletimizin namusuna tasallut ettikleri o günleri bir daha yaşamamak içindir. Sadece 24 Haziran’da seçim kazanmak değil başka bir şey istiyoruz. Önümüzdeki 5 yılda daha güçlü, kudretli Türkiye, adımlarını yavaş atan değil bütün dünyaya hızla adım attığını gösteren bir Türkiye için güçlü bir iktidar ve çok güçlü bir destek istiyoruz.”

“Türkiye’yi kafası karışıklara teslim etmeyelim”

Bugüne kadar birçok yerde hizmet ettiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisinden bu kez İstanbul 2. bölge milletvekili adayı olmasını istediğini da aktaran Soylu, şöyle devam etti:

“Şurada bir hafta kaldı. Türkiye’yi kafası karışıklara teslim etmeyelim. Bakın soluğu Selahattin Demirtaş’ın yanında aldılar. Hapisten çıkmasını istediler. Kimler, Muharrem İnce. Kimler, neydi, yaşlı bir adam vardı, ismi neydi, Temel Karamollaoğlu. Ne diyor biliyor musunuz? Sanki başından 28 Şubat geçmemiş, sanki bunların hiç birini yaşamamış, sanki kendisine defalarca hakaret etmemişler gibi, ‘Yarabbi şükür’ deyip CHP’nin şemsiyesi altına girmiş, yetmedi bir de Demirtaş hapisten çıksın diye kendi kampanyasından daha büyük bir kampanya yönetiyor. Öbür tarafta bir de Meral Akşener var. Milletçilik kisvesi altında o da başka bir oyunun oyuncusu olmuş, ‘Demirtaş çıksın’ istiyor hapisten. Peki 53 tane katledilen evladımızın, bugüne kadar şehit edilen evlatlarımızın, gazilerimizin, orada, dağa kaçırılan kız çocuklarının, sabahtan akşama kadar hayatı zehir edilenlerin hesabını, bu dünya ve öteki dünyada nasıl verecekler? Bu belediyeleri biz mi yönetiyorduk? Oradaki 93 tane belediyeyi, teröre destek veren, terörün şubesi olan, PKK’nın şubesi olan bu belediyeleri biz mi yönetiyorduk? Hayır bunlar yönetiyordu. Bilmenizi istiyorum. CHP’lilerde eşiniz dostunuz varsa söyleyin, çok büyük bir tezgahın içine düştüler. Türkiye’nin şu anda bu huzur ve demokrasi ortamını PKK’yı şımartarak, onu kendi koltukları altına alarak, bugüne kadar yaptığımız terörle mücadeleye büyük bir zarar veriyorlar. Onları şımartıyorlar, tekrar palazlandırmaya çalışıyorlar. Ama bilesiniz, ne yaparlarsa yapsınlar, biz sadece onları uyarıyoruz, ‘Bu günaha ortak olmayın’ diye. CHP’li kardeşlerimizi, ‘PKK’yı yeniden palazlandırma günahına ortak olmayın’ diye uyarıyoruz. Yoksa kim siyasete şiddet karıştırırsa, terör karıştırırsa bilin ki kafasını ezeriz, alimallah geri durmayız. Kandil’i de kafanıza takmayın. Çok yakın zamanda ay-yıldızlı bayrak kandilin tepesinde olur. Ben Kandil’dekilere değil Kandil’den yıllarca medet umanlara gereğini göstereceğimizi söylüyorum. Kandildekiler zaten gereğini görecektir. ”

Konuşmasının ardından Soylu, Sultangazi Rizeliler Derneği’ni ziyaret etti. Burada bir süre kalan Soylu daha sonra, seçim otobüsüyle gittiği Yıldız Caddesi ve Gazi Mahallesi Adem Yavuz Caddesi’ndeki esnafla bayramlaştı.

İçişleri Bakanı Soylu, Sultangazi Kalekolu’na giderek polislerin de bayramını kutladı